menü

  • Ana Sayfa
  • Batuşka'nın Hikayesi
  • Müzikli Oyun Grubu
  • Oyun
  • Ruh&Zihin
  • Doğa
  • Ben&Ailem
  • Annelikte Keşkelerim
  • Sağlık
  • Sizin Notunuz
  • Şarkı Köşesi

    24 Temmuz 2015 Cuma

    ÇOCUKLARIN ANLAMLANDIRAMADIĞI SESLER


    Batu bir ara seslere taktı. Hala da az biraz devam ediyor.

    Endişe ile : "Bu ses nereden geldi anne?"
    Merak ile : "Bu ses ne, anne?"
    Neşeli meraklı : "ahh! ses geldiii, nereden geldi?"

    Bir dönem, hiçbir odada uyumak istemedi. Uyumak için tercih ettiği tek yer mutfaktı! :)

    10 gün kadar sürdü bu mutfak hikayesi. Halbuki, bana kalırsa, en gürültülü yer mutfak, çünkü sağ olsun buzdolabımız, son bir senedir, gayet yüksek bir sesle çalışıyor (Denildiğine göre bu bir Arçelik klasiği).

    Neyse... hiç müdahale etmedik, zorlamadık ve mutfak olayı kendiliğinden geçti.

    Arada yine sorduğu oluyor. Artık sesleri anlamdırabiliyor, fakat gene de bazen benim vereceğim cevap ile emin olmak istiyor.

    Aranızda bu durumla karşılaşan vardır. Nasıl geçirdiniz o süreci?

    Bu süreçten geçmiş bir anne olduğum için de sanırım, oğlumun kitaplığında en sevdiğim kitap:
    "Eve Dönelim Küçük Ayı"


    Martin Waddell yazmış, çok süper bir iş yapmış.
    Her seferinde, nasıl bu kadar harika yazılabilir diye hayranlıkla anıyorum kendisini.

    Kitabı harika yapan en önemli nokta: 

    Bir mesaj verme kaygısı yok. Yani, çocuğa sesleri öğreteyim diye direkt bir şeyler söylemiyor: "bak bu sesler normal, korkma, endişelenme" demiyor. Direkt olarak demiyor. 

    Bir makale okumuştum; direkt mesaj veren kitabın edebi eser olamayacağını anlatıyordu.
    Gerçekten de öyle değil mi?

    Mis gibi bir hikayesi var bu kitabın. Küçük ayı ile büyük ayı' nın konuşması... olaylar... büyük ayının sevgi ile yaklaşımı... çok şey anlatıyor çocuğa. Sonunda da eve dönüyorlar ya... çok duygulanıyorum en son cümleleri okurken.

    Ev değil, tam bir yuva aslında anlattığı. 

    Bayılıyorum bu kitaba. Sesler konusunda da bence Batu'ya iyi geldi.

    Diğer yandan, o da, bu kitabı çok seviyor. Çünkü, büyük ayıyı, küçük ayıyı taklit etmek, olayları canlandırmak, sesleri taklit etmek çok hoşuna gidiyor.

    Hem eğlenceli, hem de sevgi dolu.

    Küçük Ayı serisini, ilk kez, sevgili Çınar'ın kitaplığında görmüştüm.
    Teşekkürler Sinem Yapar Saçık :)




    3 yorum :

    1. Aynı soruları benim oğlum da soruyor. "Be ne anne? Ne bu anne? Bu ses nerden geldi anne?" Araba geçiyor oğlum, biri kornaya bastı oğlum, kapı sesi yavrum" diye uzuyor da uzuyor. :)

      YanıtlaSil
    2. Aynı soruları benim oğlum da soruyor. "Be ne anne? Ne bu anne? Bu ses nerden geldi anne?" Araba geçiyor oğlum, biri kornaya bastı oğlum, kapı sesi yavrum" diye uzuyor da uzuyor. :)

      YanıtlaSil
      Yanıtlar
      1. Sonra da "niye"ler başlıyor sanırım. "Biri kornaya bastı oğlum"..."neden?" ... "yola çıkan birini uyarmak istemiş olabilir"..."neden?".... "kaza olmasın diye" ...."neden?" ....neden?....neden? :)))

        Sil